Feminist değilim. Bu akım hakkında yazmayı düşünmedim, aklımdan bile geçmedi. Yıllar önce Duygu Asena'nın "Kadının adı yok" kitabını okuduğumda da hayat görüşümde değişen bir şey olmamıştı. Fikirsizim bu konuda, çekimser, yandaş veya karşıt değil. Özel ve mucizevi yaradılışından dolayı İnsan denen varlığa saygım var, bu sebeple kadın ve erkekten önce insan fark edilmeli diye düşünürüm.
İnsanız ve Hayat içinde öğütüldüğümüz değirmen. Bazılarımız tane tane saçılırız sonsuzluğa, bazılarımız ise un ufak olup yok olur. Her zaman diliminde oynanan, değişmeyen acımasız bir oyunun içine düşeriz. Bir-iki-üç-dört derken kalabalık bir "toplum" ortaya çıkıp her iki cinse oldukça etkili bir baskı oluşturur. Etkili-yetkili kimseler kendi görüş açıları ve izan bantları genişliklerince doğru-yanlış, iyi-kötü öğretilerle yönlendirir "insan sürüsü"nü(bu tabir için özür dilerim, ne yazık ki var öyle görüşler), böylece toplum denen kendimizden olanların korkuları, arzuları, kaygıları, alışkanlıklarını benimseyip özümüzü içimize gömeriz. Geçmiş olsun, hem de çok geçmiş olsun...
eylül
Tam tersine 'kadın hakları savunucusuyum' önce insan lafı bana gerçekçi gelmiyor, çünkü dünya yaratıldığından beri güçlünün güçsüz üzerinde bir baskısı olmuş hele de dinler -Hristiyan,Musevi, İslam (özellikle İslam)hepsi kadınları ikinci sınıf yerine koyarlar, hepsi erkek üstündürü aşılarlar, ezilen ezen belli, her gün bir,iki,üç kadın kocası,sevgilisi,eski kocası tarafından öldürülürken tek sebep erkeğin fiziksel üstünlüğü diyorum eğer kadınlar güçlü olsaydı belki ezilen öldürülen dayak yiyen erkekler olacaktı:)
YanıtlaSilsevgiyle kalın
not: ya zahmet olmazsa, kelime doğrulamadan kurtarsanız bizi:)))