Bu Blogda Ara

14 Ekim 2012 Pazar

Öğretmen

Öğretmenler gününe daha birkaç hafta varken aklıma düşenleri satırlara dökmek istedim.  Açıkçası, o günün yaklaşmış olması düşüncelere sebep olmadı, yaşam ve  duyguların kılavuzluğuna teslimim bugün. Uzun-kısa yolculuğumda(yaşam), duygularımla(kalbimin Aşk gözüyle) öğrendiklerime teslimiyetim...  
Öğretmek, iyiye  ve ne yazık  kötüye hizmetinden sabıkalı. Bilgisiz ve becerisiz, muhtaç ve çaresiz doğmaktır yaşam hikayemizin başı,  sonrası  herkesçe malüm.    Hayatın o  malüm kısmından önce başlar öğretmenlik lakin, belli bir  kisveye bürünmüş, bir mesleğin sınırlarında hapsolmuşluğundan, bu gerçeğin  farkına varılmaz.
İnsanın kişilik oluşumuna,  yaşam yolunu bulmasına, beceri ve eğilimlerini geliştirmesine etkisi olan insanlara öğretmen derim ben;  babamız, annemiz, büyükanne veya  büyükbabamız, büyük kardeşlerimiz, eşimiz, dostumuz, matematik, edebiyat veya resim öğretmenimiz, bir yazar, şair, filozof, komşumuz, yol arkadışımız. Bir  yabancının bir tek cümlesi, bir  çocuğun bakışı bile hayata yeniden başlamanın, her şeyi baştan öğrenmenin-öğretmenin sebebi olabilir.  Yaşama yeniden başlamak,  aydınlık veya karanlık tarafı seçmek, meleğin veya şeytanın  kanatlarında  uçmak öğretmek ve öğrenmekten geçer. Bu kadar önemli!..  
Minik bir el, hayat kadar yaşlı bir avcun sıcaklığına sığınıp sevgiyi hissettiğinde, güvende olmak nasıldır öğrenir.  Duyguları zihne  bağlayan köprüde anne sevgisiyle
yürümek, vicdan kapılarını sonsuza kadar açık bırakmak, insanlığı öğrenmek değil mi ki?.. 
Öğretmenim, şefkatini kattığın bilgilerle var olmayı anlamlı  kılmak senin elinde, farkındasın, değil mi?..

eylül

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder