Annem çalışan ve aynı anda mutfakta sihir yapabilen bir kadındı. Şimdi düşünüyorum da, doğru zaman ve doğru yer koşullarında ünlü bir şef aşçı olabilirmiş. Kader işte, mış-miş'ler boş, annem çalışkan, pratik düşünen, becerikli biri olduğundan her işte başarılı oldu. Canım annem...
Lise son sınıftaydım sanırım, hamurumda hamarat ev hanımından eser olmadığını kabullendi ve bu konuda beni hiç zorlamadı. Mutfak ile tanışıklığım yavaş yavaş, sindire sindire oldu. Önce yemek yapmanın o kadar da gerekli olmadığını düşündüm, şarküteriler vardı nasılsa, sonra mutfakta geçirdiğim zamandan keyif aldığımı fark ettim.
Yemek konulu bloglar o kadar çoğaldı ki hangi adresi sık kullananlara eklemeliyim diye şaşırıyorum bazen. Bir konuda iddialı olmak bence sorumluluk almak, bazen de aymazlık olur. İnsan kendini ne kadar geliştirirse geliştirsin illa ki onunla boy ölçüşecek bir başkası bulunur. Asıl kendisiyle rekabet etmeli, hem varabileceği yeri belirlerken kendine şahitlik eder. Ben mi? İddialı değilim, kendimden memnunum sadece.
Fırında iki kişilik köfte
Köfte:
350 gr kıyma, 1 yumurta, 1 büyük kuru soğan, 1 dilim ekmek içi, kekik, füme kırmızı biber, kimyon, tuz, 1-2 diş sarımsak, yarım fincan ılık su
kabı yağlamak için az zeytinyağı
Üstüne:
1 yumurta, 1 küçük kase yoğurt, tuz
az kaşar peyniri rendesi
Hazırlanan köftelik karışım küçük bir fırın kabına bastırarak yerleştirilir, 220 dereceye ısıtılmış fırına verilir. Yumurta ve yoğurt iyice karıştırılır, tuz eklenir. Hazırlanan sos kızarmış olan köftenin üstüne dökülür ve sos pembeleşmeye başladığında kaşar peyniri serpiştirilir tekrar birkaç dakika(kızarana kadar) fırınlanır.
Eylül'cüğüm ben de yemek yapmayı, mutfakta zaman geçirmeyi pek sevmiyorum, vakit kaybı geliyor, yani kitap okumak, araştırma yapmak, vs. varken mutfak!!hem yemek yapınca ardından bulaşık:(((ben temizlik hastasıyım yemek yapmayayım mutfak mis gibi temiz kalsın:))))köfte bana göre bir şey değil ama eline sağlık:)))sana afiyet olsun:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:-)
Sil