Karmaşık, hayat ve insan karmaşık, mümkün değil çözmek, lakin illa ki denersin. Bir ucundan tutup asıldığında sökülecek sanırsın, oysa sorular daha da düğümlenir zihninde. Her haline teselli edebiyatı kuşanır insan, bitmez haklılık, üstünlük hırsı bitmez. Sebepler, sonuçlar, hikayeler ve hayatlar öyle küçük, önemsiz kalır bu bulmacada, eninde sonunda pes edersin. Yine de yaşarsın, bakıp görmeden, duyup dinlemeden, ot misali...
Henüz ilkokul 2. sınıftaydım, annem : "bir kuzenin oldu" diyerek anlam veremediğim bir sevinçle sarılmıştı bana. Sonra kendimi tuhaf kokan bir odada buldum, henüz gözlerini açamayan, yeni doğan bir bebek ile. Olan bitenden hiç bir şey anlamadan yumuk gözlerine bakakaldım, küçücük bir kedi yavrusuna benzetmiştim onu, velhasıl o güne kadar görüp bildiğim tek yeni doğan Sarman'ın yavrularıydı. Eski, çocukça bir anı, büyüdükçe anlam kazanan...
Birilerine tutunup büyür insan; ilk önce yürümeyi öğrenir, sonra konuşmayı.
Hangimiz yapmadı?..
İnsan merak eder; okur, sorar, öğrenir, kopyalar, benimser, etkilenir ve sonra tümünü yaşar, kendini bilmeden. Oysa yürek gözü açılmadan tamamlanamaz, hissetmeden, ruhu acı çekmeden, bedel ödemeden Ol'maz. Olsa olsa filmlerdeki gibi yaşar, kiplardaki gibi konuşur, yüreğini unuta unuta nimetlere, övgülere alışır, asılır, yumuludur gözleri, bebek kuzenim misali...
eylül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder