Kış aylarının insanın içini sıkan bir tarafı var; bazı günler hiçbir şey yapasım gelmez, bir kitabın sayfaları arasında uyuklamak isteği dışında. Sanki gündüzün ışığı kaçmış, havada uyuşukluğun ağırlığı var gibi. Durup dururken bastıran nedensiz bir mutsuzluk tarafından elegeçirilirim. Bir de en hüzünlü şarkıları bulup dinlerim, çivi çiviyi söker dercesine... Mevsimler bu kadar mı tesir eder insana?..
Bazen kendimden, yazdıklarımdan, düşündüklerimden sıkılırım. Boşa kürek çekmek gibi gelir yaşamak. Farkındayım, anlık haller bunlar ve bunu bilmek bile çok güzel. Fırın ile içli dışlı olurum o vakitler, zaman öyle hızlı geçer ki şaşırıp kaldığım olur. İyileştirici etkisi var meşguliyetin, hele ki haz alınırsa ondan.
Uzun dost sohbetleri aynı etkiyi yapar, elbette dost ise eşlik eden. Ne iş, ne para, ne dert ne tasa konuşulur, derin konular açılır, genişler yüreği insanın. O tatlı muhabbetin sonu gelmesin ister... Paylaşmak için yaratılmış insan, şüphesiz.
Yalnızlık güzel, içini doldurabildiğinde. Bazen sessizce, bazen küçücük bir dokunuşla, bir gülümseme ile, birkaç güzel söz ile paylaşılır yalnızlık.
Dumanı tüten bir fincan kahve de güzel...
eylül
Mütevazi meşguliyetlerimden:
Buradan aldığım tarif ile Tambuğday Unlu Ekmeklerim:
Açmalar:
ve Çok Çikolatalı Çark Pasta
Eylül'cüm kar yağsa hakkaten:) şöyle lapa lapa, kocaman kocaman ama sonra kedişlerin haline öyle üzülüyorum ki, karda tamamen aç kalıyorlar, her şey donduğu için:( ençok ekmeği beğendim ne güzel yuvarlak, köy ekmeği...afiyet bal olsun canım...
YanıtlaSilsevgiler