Bu Blogda Ara

8 Ağustos 2013 Perşembe

Komplo Teorileri



Sherlock Holmes, Hercule Poirot, Miss Marple; Arthur Conan Doyle ve Agatha Christie'nin tanıştırdıkları  kitap kahramanları. Sayfasını araladığım her  hikayenin gizemine hemen kaptırırdım
kendimi ve onlarla birlikte  ipuçların peşine düşerdim. Okumaya başladığım kitabı elimden bırakamazdım; sofrada bile. Okul otobüsünde, büyük teneffüste, uykuya dalmadan önce.  Dumas'ın
Monte Cristo Kontu, Hugo'nun Sefilleri, Vern'in serüven hikayelerine bile galiba bu kadar kaptırmamıştım kendimi.  Çocukluğun sonuna yakın yılların tadı bu yüzden bambaşka. 
Bunların ne ilgisi var yukarıdaki başlıkla? Yok.  Zihnin labirentiyle ilgili. Bir olayı çözmek için gerekenlerle donatılması gerekir zihnin, yani özel  olmak. 

Komplo teorisi(komplo=düzen, teori=kuram, somut karşıtı), sık kullanılan bir deyim günümüzde.  Soyut şüpheleri dile getirmek, suçlamada bulunmak hatta karalamak için.  Akıl oyunu. İnsanın
ruhu ne  kadar karanlıksa o kadar tehlikeli olabilen akıl oyunu.  Bunun özel olmakla, bilgili ve değerli olmakla, mevki hak etmekle alakası yok.  İçindeki karanlığın güce ihtiyacı komplo teorilerini
üretir  çünkü inançtan, umuttan yoksun kalmış bir ruhun sahibidir...

Günümüzde oynanan büyük oyunların kurbanlara ihtiyacı var, şüphesiz. Dalaverelerle, taş, balta, bıçak, kılıç ve ateşle savaşmak  uzak geçmiş, şimdi  meydan psikoloji savaşlarına kaldı.
Nitekim; bir kişiyi sürekli karalarsanız gün gelir herkes ondan şüphe duyar, suçlu bulur, yargılar. Bir kişiyi sürekli göklere çıkarırsanız,  gün geçtikçe melek olduğuna inanırsınız.
Bir topluluğun üstüne baskı kurmak isterseniz, hayvan muamelesinden yola çıkarsınız.  Huysuzluk edenleri ezerek, geri kalanları besleyerek... 
Hah, şimdi akıldan bahsedecektim, akılsızlıkla alakası yok çünkü tüm bunların.  Cin de değil, doğrudan şeytan fikirleri.  Komplolar teorisiz kalmış, ipuçları yaratılmış, soyut kavramlar somut
delillere kavuşmuş böylece.   Üçüncü Dünya Savaşının içindeyiz; bu savaşın kazanan tarafı olmaz.

eylül

1 yorum:

  1. Eylül'cüğüm eline yüreğine sağlık, aynen tarif ettiğin yöntemleri uyguluyorlar, her gün, her sabah gazetelerde TSK yı itibarlasızlaştırma, aşağılama manşetleri attılar, bir adam 40 gün deli de adam kendisini deli sanırmış! Ama tüm komploların sonu gelir, Monte Kristo kontu'nda da filmini izlemiştim sonunda nasıl gerçekler ortaya çıkmıştı, komplocular, kuklacıların da sonu gelecek elbet...
    sevgilerimle

    YanıtlaSil