Bu Blogda Ara

7 Eylül 2013 Cumartesi

Tek



Gazeteleri açıp haberlere bir göz atmak dahi psikolojimi bozar oldu.  Belgesel, yemek, sinema kanalları  olmasa televizyon sadece  ev dekorasyonunda yer alan bir obje  olurdu.   Ne kadar kaçsam da gündemden, acı gerçek şu ki aslında hep ortasındayım...  Kabus gibi böyle yaşamak, canını yavaş yavaş çıkaran bir cendere gibi hayat. 

Yıllarca  oyumu kullanmadım, evet, bunu demokratik hakkım olarak saydım.  Bir siyasi görüşün inadına yetersiz kalan bir başka siyasi görüşe oyumu vermeyi onuruma yedirmedim.   Hak edilmeli güven, hak edilmeli saygı, hak edilmeli makam.   Ve büyük harf ile Vatanseverim. Büyük harf ile  Türk'üm, Türkiye'liyim.  Bir adamın zamanın bir yerinde halkın yüzde yüz kahramanı olduğu  bir Türkiye 'nin vatandaşıyım.  Halk onun için  anne, babası, bacısı, kardeşi ve evladıydı. Ve halk ona ATATÜRK dedi.  Mustafa Kemal  özgür, bağımsız, onurlu, aydın bir Türkiye için  nefes aldı.  Kalabalıklar onun tebaası değil yol arkadaşlarıydı.  Canı bu vatanın canıydı, ömrünü bu  halkın özgürlüğüne adadı. Ne servet, ne nam şöhret, ne yedi sülalesinin rızkı, ne de hanedan hırsı; Vatan, Millet idi tek düşündüğü.  
 Bir adam dünyaya onuru, cesareti halkıyla bütünleşerek gösterdi.  Bu yüzden O hep Tek kalacak... 

Hangi zihniyet bariz olan bu gerçeği karalamak ister?..  Hangi zihniyet  geçmiş ile yarışa kalkar?..  Zavallılık. Yetersizlik. Kin ve nefret. Kör cehalet. Maşalık eden...  

Bir adam, din, ırk, siyasi görüş, sosyal statüsünü sebep gösterip halkını bölerse , nasıl bir 'baş' olur?..  Kendi görüşlerini halka dayatırsa nasıl bir demokrat olur?..  Kendi  ailemizde bile farklı sesler çıkıyorsa komşunun ailesine karışma hakkımız olabilir mi?..  Eğer devlet bir baba ise;  baba  evlatlarını birbirinden nasıl ayırabilir?.. Birini daha çok sevip diğerine sırtını nasıl dönebilir?.. Evinde kıyamet koptuğunda, aç yatıp aç kalkan olduğunda görmezden nasıl gelebilir?..  Halkından esirgediklerini zümresine pay eden  nasıl  böyle pervasız ve  hükmeden olabilir?.. 
İnanç hani?...  Allah ile kul arasında ?.. 
Hani ölenin ardından kötü konuşulmaz?..  Hani düşene tekme vurulmaz?.. Hani kardeşlik, merhamet, vicdan hani?..  

Acılardan bahsedenlere bak!..  
Dışlanmış, eziyet görmüş, kakılıp itilmiş oldukları masallarını anlatanlara bak!..

Asıl kimdi "ötekileştirilen"?..  
Osmanlı'nın  tüm Avrupa'da bıraktığı Türk soyundan olanlara bak, uygura bak, tüm türki cumhuriyetlere bak... Yıllar yılı , yasak dinlemeden, dini ibadetlerini yerine getirdiler, bu sebepten ve   Vatana hasret Türk yürekleri yüzünden zindanlarda çürüyenlere bak, bakabilirsen...  Onları duymazdan ve görmezden gelmek daha kolay, ötekileştirmek ise sıradan... 

Yeter!.. Çekişmelerden, iftiralardan, kaos ortamlarından, bencilliklerden, kibir ve ukalalıktan, saçma sapan sataşmalardan, iktidar sarhoşluğu zırvalarından, zorbalıktan, cehaletten,  para mevki kapışmalarından, tekelcilikten,  talandan, aba altından sopa gösterenlerden,  dinimizi kullananlardan bıktım usandım, yeter!..

eylül


2 yorum:

  1. oy kullanmamak tabii ki, hakkın, getirisi götürüsü ne ona bakmalı ama kullanmayınca daha mı iyi olduğuna ya da olmadığına her neyse senin karar vereceğin bir şey dediğin gibi....

    yeter evet bıktık...usandık...bir savaşa bulaşmadığımız kalmıştı o da oldu...:(

    YanıtlaSil
  2. http://www.gramofonum.blogspot.com/2013/09/insan_3.html#comment-form

    'İnsan' başlıklı konuna aşağıdaki yorumu yazmıştım. Fırtına öncesi sessizlikmiş; üstteki konunda gördüm... Bu hayat bizim değil; misafiriz... Zamanımız gelene dek.

    "...bu sözler, bu ezgi, aslında neler neler yazdırırda, zor tutmuşsun sanırım kendini :)Yüreğine(Aşk'a) sağlık..."


    YanıtlaSil