Yıl 2014...
Toprağın bol olsun derin adam...
"Nasıl Delirdim?
Nasıl delirdiğimi soruyorsun. Şöyle oldu: Tanrıların çoğu daha doğmadan çok uzun zaman önce
bir gün, derin bir uykudan uyandım ve bütün maskelerimin –kendi yaptığım ve yedi hayatta
taktığım maskelerin- çalınmış olduğunu gördüm, kalabalık sokaklarda, “Hırsızlar, hırsızlar,
Tanrı’nın cezası hırsızlar,” diye bağırarak koştum.
Erkeklerle kadınlar bana güldü ve bazıları korkup evlerine kaçtı.
Ve pazar yerine vardığım zaman bir genç çatıda dikilip, “O bir deli,” diye haykırdı.
Onu görmek için yukarıya baktım; güneş çıplak yüzümü ilk defa öptü.
İlk defa için güneş çıplak yüzümü öptü ve ruhum güneşe karşı sevgiyle tutuştu ve bir daha maskelerimi aramadım. Ve kendimden geçercesine haykırdım,
“Şükürler olsun, maskelerimi çalan hırsızlara, şükürler olsun.”
İşte böyle delirdim.
Ve deliliğimde hem özgürlüğü hem güvenliği buldum; yalnızlığın özgürlüğünü ve anlaşılmazlığın güvenliğini, bizi anlayanlar bizden bir şeyleri tutsak ederler çünkü.
Fakat güvenliğimle çok kibirlenmeyeceğim. Zindandaki bir Hırsız bile başka bir hırsızdan güvendedir."
Halil Cibran "Deli"
Bu Blogda Ara
29 Temmuz 2014 Salı
26 Temmuz 2014 Cumartesi
Hayat geçiyor
İstiklal Buluşması
Blog açma kararı ile birlikte içerik fikri de gelmişti: Yaşam'a dair her şey. İtiraf etmemiz gerekirse pek yoğun bir çalışma olmadı, blogumuza zamanımızın çok küçük bir kısmını ayırdık. Yaşamın
içerisinde farklı konulara göz attık. Pencereler değilse de ışığı görebilen dehlizler aralamaya çalıştık. Hayat hep devam etti, ediyor ve onun bize getirdiği "sürpriz"leri yaşamaya mecbur kılındık,
ÇÜNKÜ Hayat'tayız...
İstanbul'da olup da İstiklal Caddesine giden yoktur demeyelim, çoğumuz gitmiştir diye varsayalım. Diyeceğim şu ki, eğer Hayat ve İnsan hakkında derin düşüncelere daldıysanız oraya
gitmelisiniz. Kafelerden birinin üst katında, pencere kenarı bir masaya oturup bir bakın dışarıya ve görmeye çalışın iç dünyanızın saklı köşelerini. Kim bilir, belki aklınızdaki pek çok soru yanıt
bulacaktır. Ancak mesele gitmek ve seyretmekten ibaret değil, öyle bir kolaylık yok. Bakabilmelisiniz ruhunuzun gözleri ile, öğretiler, yaşanmışlıklar ve dürtüler olmadan. Bu arada, üç boyutlu
gözlük veren olmuyor, aklınızda bulunsun. Bir ipucu: kendinizle buluşup, tanışıp, barışıp bir deneyin bakmayı, olacak. Sonra... Sonrası canınızı acıtan bir hesaplaşma olur belki veya derin ve
huzurlu bir "oh" çekme. Ola ki başardınız; içinizden sıyrılıp şöyle bir kenardan kendinize bakabildiniz, ne ala!.. Hafifliğin en yaşanılası, özgürlüğün en uçlarda olanını, acı ile mutluluğun
birleştiği o tarifsiz hazzı tadacaksınız. Ve tüm bunlar içine düştüğünüz Hayat'a değil, sadece size dair oldukları için nefesinizin ne kadar değerli olduğunu anlayacaksınız. Bir sonraki zaman
diliminde farklı bakacaksınız etrafınızdaki hengameye, duyularınız yüreğinizle buluştuğunda üçüncü gözünüz açılıp rehberiniz olacak...
eylül (aralık 2009)
Ramazan Bayramımız Kutlu Olsun!..
Türkü, Tuna ve Deliorman yörelerinde, Hıdrellez şenliklerinde kadınlar tarafından darbuka ve zilli maşa eşliğinde çalınıp söylenir ve erkekler oyuna davet edilir. 28.01.1992 tarihinde Rüstem Avcı tarafından derlenmiştir.
Blog açma kararı ile birlikte içerik fikri de gelmişti: Yaşam'a dair her şey. İtiraf etmemiz gerekirse pek yoğun bir çalışma olmadı, blogumuza zamanımızın çok küçük bir kısmını ayırdık. Yaşamın
içerisinde farklı konulara göz attık. Pencereler değilse de ışığı görebilen dehlizler aralamaya çalıştık. Hayat hep devam etti, ediyor ve onun bize getirdiği "sürpriz"leri yaşamaya mecbur kılındık,
ÇÜNKÜ Hayat'tayız...
İstanbul'da olup da İstiklal Caddesine giden yoktur demeyelim, çoğumuz gitmiştir diye varsayalım. Diyeceğim şu ki, eğer Hayat ve İnsan hakkında derin düşüncelere daldıysanız oraya
gitmelisiniz. Kafelerden birinin üst katında, pencere kenarı bir masaya oturup bir bakın dışarıya ve görmeye çalışın iç dünyanızın saklı köşelerini. Kim bilir, belki aklınızdaki pek çok soru yanıt
bulacaktır. Ancak mesele gitmek ve seyretmekten ibaret değil, öyle bir kolaylık yok. Bakabilmelisiniz ruhunuzun gözleri ile, öğretiler, yaşanmışlıklar ve dürtüler olmadan. Bu arada, üç boyutlu
gözlük veren olmuyor, aklınızda bulunsun. Bir ipucu: kendinizle buluşup, tanışıp, barışıp bir deneyin bakmayı, olacak. Sonra... Sonrası canınızı acıtan bir hesaplaşma olur belki veya derin ve
huzurlu bir "oh" çekme. Ola ki başardınız; içinizden sıyrılıp şöyle bir kenardan kendinize bakabildiniz, ne ala!.. Hafifliğin en yaşanılası, özgürlüğün en uçlarda olanını, acı ile mutluluğun
birleştiği o tarifsiz hazzı tadacaksınız. Ve tüm bunlar içine düştüğünüz Hayat'a değil, sadece size dair oldukları için nefesinizin ne kadar değerli olduğunu anlayacaksınız. Bir sonraki zaman
diliminde farklı bakacaksınız etrafınızdaki hengameye, duyularınız yüreğinizle buluştuğunda üçüncü gözünüz açılıp rehberiniz olacak...
eylül (aralık 2009)
Ramazan Bayramımız Kutlu Olsun!..
Türkü, Tuna ve Deliorman yörelerinde, Hıdrellez şenliklerinde kadınlar tarafından darbuka ve zilli maşa eşliğinde çalınıp söylenir ve erkekler oyuna davet edilir. 28.01.1992 tarihinde Rüstem Avcı tarafından derlenmiştir.
21 Temmuz 2014 Pazartesi
Vatandaş
Her savaşta olduğu gibi kurban edilen yine masumlar. Teröristlerin ve meşru hükümetlerin terörünün kalkanı yine masumlar. Çocuk, kadın, erkek, tek sermayeleri canları olanlar.
Ben, insanı şöyle tanıdım;
Güçlü: aklı ve karar verme yetisi ile.
Kendini hayal edemediği kadar geliştirebilir olması ile.
Hür ve bağımsız yaratılan ruhu ile. Özgür iradesi ile.
Ve insanı böyle tanıdım;
Açgözlü, fesat ve bencil.
Hain ve merhametsiz.
Despot, acımasız.
Her savaşın ve hatta kurulan her iktidarın yolu maddi kazanç, yeni bir zümrenin zenginleşmesinden geçer.
Güç, kasalara sığmayan banknotlar ve altın külçelerinde. Irade hükmetmek,
elegeçirilmiş topraklar ise iktidar.
Dökülen masum kanları yüzüne sürüp timsah gözyaşları döken siyasiler, sanatçılar;
Zavallısınız!..
eylül
Alttaki haberi sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eklemek istedim.
Cebimden yıllarca vergiler alınan, sınıf farkıyla ötelenen, paranın karar verdiği kadar hakkım olduğu dayatılan Vatandaş. Insan.
"Temmuz 21, 2014
Tayyip Erdoğan'a zor sorular
İnce, 14 soru sordu AKP’liler sus pus oldu...
İsrail’in Gazze’ye saldırmasını Meclis gündemine taşıyan İnce’nin sözlerine AKP’liler itiraz edemedi…
Muharrem İnce’den 14 soruda Türkiye’nin israil politikası
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Meclis’te yine çok dikkat çeken bir konuşmaya imza attı. İnce, Başbakan Erdoğan ve AKP’nin İsrail’le ilgili sözleri ve uygulamalarındaki çelişkilere dikkat çekti. AKP’li vekillere 14 soru yönelten CHP’li İnce “Siz de Sayın Davut- oğlu’na gidin, sorun” dedi. İşte o sorular;
1) İsrail’in NATO tatbikatlarına vetosunu hangi Hükümet kaldırdı?
İsterseniz seçenek koyayım: A) CHP Hükümeti. B) AKP Hükümeti.
2) OECD üyeliğine vetoyu kim kaldırdı, hangi hükümet kaldırdı?
3) “Tepkim İsrail Devlet Başkanına değil, moderatöredir” kim dedi?
4) Danimarka’da uçaktan indiğinde, İsrail daha özür dilemeden “Siyonizm konusunda yanlış anlaşıldım” kim dedi?
5) Mavi Marmara baskınında yurttaşlarımız ölürken, üç şartımız vardı; özür dilenecek, tazminat ödenecek ve Gazze’ye abluka kalkacaktı. Tazminatı, aileler kabul etmedi. Peki, bu özür nasıl dilendi? Obama’nın yanından telefonla aranıyor, özür dileniyor. Bu ses kaydını duyan var mı? Bu nasıl bir özürdür? Dünya tarihinde böyle bir özür var mı?
‘O yıldızı alan kim?’
6) “İsrail’de nükleer silah var mı?” diye yapılan oylamada çekimser hangi ülke kaldı? Çekimser kalan ülkenin Başbakanı kimdi?
7) ABD’de Yahudi lobilerinden dünyadaki tek Müslüman, Davut Yıldızı’nı alan kim? Bunu alan dünyadaki tek Müslüman kim?
8) 13 Şubat 2009’da Genel Başkan Yardımcınız Hüseyin Çelik imzasıyla bütün okullara gönderilen genelgede “İsrail mallarını boykot etmeyin” denildi mi?
9) Suriye sınırındaki o mayınlı arazileri İsrailli firmalara vereceksiniz dediğimizde, bu kürsüye gelip: “Sizi gidi Yahudi düşmanları” diye bize parmak sallayan vekiller kimlerdi?
10) Kürecik kimi koruyor? Kürecik, İsrail’e hizmet ediyor mu?
11) İsrail, Suriye uçaklarını vurmak için Türkiye hava sahasını kullandı mı?
12) Türkiye, İsrail uçaklarına yakıt sağlayan ülke mi?
13) Filistin’i destekleyen bir Suriye vardı. Orta Doğu’da dengeler böyle kuruluyordu. Kendi derdine düşmüş bir Suriye’yi siz oluşturmadınız mı?
14) Türkiye Cumhuriyeti’nin onuru kırıldı. İsrail’de büyükelçi oturma düzeninde aşağı
lanarak, koltuğu daha düşük yapılarak, bir başka diplomatik böyle bir olay hatırlıyor musunuz?"
16 Temmuz 2014 Çarşamba
Sandviç ekmeği
Ekmek denemelerine devam
Basit, ölçüler farklı olsa da, mutfakta vakit geçiren herkesçe bilinen bir tarif. Poğaça, sandviç,
ekmek, pide hamuru birbirine benzer. Geriye kalan damak tadı ve kişisel seçimler.
Mayalı hamuru hazırlamanın, pişirmenin elbette püf noktaları var, tıpkı kek, kurabiye, böreklerde gibi.
Una ilave edilen su/süt ne gereğinden sıcak ne de soğuk olmalı. Yumurta eklenen hamur biraz daha
nazlıdır, lakin tadı da zengin. Fırının ısısı önemli. Bu işin ustaları pişirme esnasındaki nem oranını hesaplarlar.
Ya küçük bir kap su ile birlikte pişirilir ekmek ya da ekmeği sürerken fırın tabanına bir miktar su atılır.
Turbo fan çalıştırılmadan pişirilmeli ekmek, aksi halde kurur, ufalanır.
Kalıpta ekmek pişirdiğimde hamuru daha cıvık bırakıp kalıbın içinde mayalanmasını bekletmek tercihim.
Bunun gibi sandviç ekmeklerini ise daha elastik bir hal almalı hamur.
Sonuçta, daha kırk fırın ekmek pişirmem gerek bu işi öğrenmem için:)
Sandviç ekmeği
Gereken malzemeler:
3 bardak un
çabuk maya
1,5 yemek kaşığı şeker
1 1/4 tatlı kaşığı tuz
1 yumurta
1/4 bardak zeytinyağı
1 bardak ılık su
Üstüne: yumurta
Un elenir, tuz, maya ve şeker ile karıştırılır.
Yumurta çırpılır, ılık su ve yağ eklenerek unun ortasına açılan çukura boca edilir.
Bir müddet karıştırıp unlu tezgahın üzerine alınıp sert olmayan elastik hamur elde
edilene kadar yoğurulur.
Yağlanmış kapaklı derin kapta 1 saat veya gerekirse daha fazla kabarmaya bırakılır.
Süre sonunda hamur hafifçe toplanarak (yeniden yoğrulmasına gerek yok) 9-10 beze
koparılıp, unlanmış hamur tahtası üzerinde yuvarlanır. Sandviç topakları 45-50 dakika
tepsi içerisinde bekletilirler.
Yumurta iyice çırpılarak ekmeklerin üstüne sürülür. 180 derece ısıtılmış fırında pişirilirler.
15 Temmuz 2014 Salı
Bir rüyadaymışçasına, uyanmayı bekle
Bir rüyadaymışçasına, uyanmayı bekle
Güneş, hiç bu kadar yanmamış, bu kadar kavrulmamış yeryüzü,
tüte tüte dönmemiş bu gezegen.
Fırtına hiç böyle pusuya yatmamış;
Deniz adım adım çekilmiş, sessiz. Martılar vapurların izinde, kıyı terk edilmiş.
Gece hiç bu denli kirlenmemiş, hiç kurulmamış karanlık tuzaklar.
Seraplar hiç bu kadar çok olmamış, aldanıp, yitirilmemiş bunca can...
Duman duman, is karası isyanlara hiç böyle düşmemiş yaşlı Dünya.
Yangın sarmış her yeri, küllere savrulur masumiyet. Ruhlar taş kesilir, burası cehennem.
Akıl, mantık, idrak tutulmuş, hengamede hapsolmuş ızdırabın haykırışı.
Mahkeme kurulmuş emanet hayatına; katledilmiş umutlara, çiğnenmiş hayallere, çalınmış yıllara.
Mahkeme kurulmuş, davacısın; ne makamdan, ne de puldan, sonsuzluğunla güçlüsün.
Davacısın varoluş hakkına, kimliğine, rengine, irade özgürlüğüne şerh koyana.
Hiç böylesine eziyet görmedi hayaller...
eylül
13 Temmuz 2014 Pazar
Savarin
Savarin tarifi
Gereken malzeme:
350-400 gr un
çabuk maya
3 yumurta
1,5 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
3-4 yemek kalışı zeytinyağı
140 ml ılık su
Şerbeti;
450-500 gr toz şeker
3 bardak su
çeyrek limonun suyu
Un, maya, tuz derin bir kapta karıştırılır.
Yumurtalar şeker ile çırpılır, yağ ve ılık su eklenip unlu karışımın ortasına dökülür.
Sert olmayan hamur elde edilir ve kabarmaya bırakılır.
Kabaran hamurdan topaklar koparılıp kalıplara yerleştirilir. Kalıbın yarısını dolduracak kadar büyük olmalılar.
Hamur topakları tekrar kabarmaya bırakılır ve sonunda yumurta sarısı sürülüp 180 dereceye ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilirler.
Şerbet: şeker suda eritilir ve kaynamaya başladığında birkaç dakika kaynatılır, limon suyu eklenir ve ocaktan alınır. Şerbet 5-6 dakika dinlendirilip
soğumuş ve kürdan ile delikler açılmış tatlıların üzerine dökülür.
12 Temmuz 2014 Cumartesi
Girne Amerikan Üniversitesi ile Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de oku!
Girne Amerikan Üniversitesi, "Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de Oku" sloganı ile bütünleşen ve yurtdışı kampüsleriyle de öğrencilerine üç farklı kıtada eğitim fırsatı sunan öncü bir üniversite.
Eğitimde mobiliteye verdiği önem ve uluslararasılaşma sürecinin bir göstergesi olarak Girne Amerikan Üniversitesi; İngiltere, ABD ve Hong Kong’dan sonra küresel kampüslerine bir yenisini ekleyerek Türkiye’de İstanbul yerleşkesini hizmete açmıştır. Bu süreçte Girne Amerikan Üniversitesi, öğrencilerine 3 farklı kıtada eğitim imkânı sunmakta ve "Üç Kıta Tek Üniversite" sloganı ile de bir dünya üniversitesi olma noktasında bir hareketlilik içerisinde olduğunu kanıtlamaktadır.
Kazandıkları ÖSYM bursları ile GAÜ’ye yerleşen öğrenciler, Girne Amerikan Üniversitesi’nin yurtdışı yerleşkelerinde aynı burslarla ve ek ücret ödemeden programlarıyla uyumlu dersler yada ELA’da (English Language Academy) İngilizce dil eğitimi alıyor; geri döndüklerinde ise yurtdışında aldıkları dersleri GAÜ programlarındaki ders yükümlülükleri yerine saydırarak eğitimlerine devam edebiliyorlar.
Eğitimde 30 Yıl...
Geçtiğimiz günlerde görkemli bir törenle 30. Onur Yılı’nı kutlayan Girne Amerikan Üniversitesi için bu sene oldukça özel bir yıl. GAÜ, 2014-2015 Akademik Yılında tam 2260 yeni öğrencisine 7 yıl boyunca kesintisiz ÖSYM Bursu verecek.
GAÜ sosyal ağlarda da çok aktif; bu sene tercih dönemi boyunca facebook.com/girneamerican üzerinden tüm kampüsler ve öğrenci hayatı ile ilgili herşeyi paylaşıyorlar ve tüm sorulara resmi sayfa üzerinden cevap veriyorlar. Twitter takipcilerini de unutmamışlar @girneamerican üzerinden en güncel paylaşımları takip edebilirsiniz.
GAÜ, şu anda küresel dünyanın yükselen meslekleri Denizcilik, Havacılık, Sahne Sanatları, Hukuk, İleri Mühendislik Disiplinleri, Güzel Sanatlar, Mimarlık, İç Mimarlık, Uluslararası İşletme, Uluslararası İlişkiler, Psikoloji, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Türkçe Hukuk, Çin Dili ve Edebiyatı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Sınıf Öğretmenliği, Sağlık Yönetimi, Ergoterapi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Ebelik, İnşaat Mühendisliği ve Sivil Havacılık Ulaştırma İşletmeciliği, Pilotaj gibi programları barındıran; 9 Fakülte, 6 Yüksekokul, 2 Enstitü ve 2 Meslek Yüksekokulu’nda olmak üzere , 69 Lisans 21 Önlisans 48 Yükseklisans ve 17 Doktora programı sunmakta.
GAÜ’den saygın dünya üniversiteleri ile akademik işbirliği ve değişim programları fırsatı!
Girne Amerikan Üniversitesi, kampüsleri ve 200’ü aşkın dünya üniversitesiyle sürdürdüğü öğrenci değişim programları kapsamında, öğrencilerine yaşam boyu hatırlayacakları deneyimlerin kapılarını açmakta.
Uluslararası Denklik ve Tanınma
Girne Amerikan Üniversitesi sağladığı eğitimin kalitesini sürekli olarak geliştirmek için akreditasyonlarını ve üyeliklerini yenilemektedir. GAÜ yerel olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordınasyon Kurulu YÖDAK ve Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınmaktadır. Ayrıca dünyanın bir çok saygın denklik kurullarından akredite olan GAÜ’nün bir çok uluslararası üyeliği de bulunmaktadır.
Girne Amerikan Üniversitesi Eduniversal’ın En İyi Üniversiteler sıralamasında yer almaktadır. Avrupa Birliği Yükseköğretim Sistemi içerisinde üniversite eğitimini denetleyen uluslararası eğitim kuruluşu Eduniversal, 153 ülkeden 12 bin yükseklisans programının incelenmesi ve 100 bin öğrenci ile yaptığı “En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren Üniversiteler” araştırmasının sonuç raporuna göre GAÜ "En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren İlk 100 Üniversite" arasında gösterilmektedir.
GAÜ, YÖK onaylı programlarıyla geleceğin pilotlarını yetiştiriyor
4 yıllık Pilotaj eğitimi alan öğrenciler, GAÜ İstanbul Yerleşkesi Uluslararası Havacılık Akademisi’nde similatör ve uçuş derslerini tamamlayarak Pilot olma hakkını kazanıyorlar. GAÜ’nün, uluslararası standartlarda verdiği eğitimle yetiştirdiği öğrenciler, önümüzdeki 20 yılın en gözde mesleklerinden biri olan havacılık sektöründe kolaylıkla iş bulabilecekler.
Kıbrıs, dünyanın en güzel adalarından biri!
Kıbrıs Dünya’nın en güzel adalarındandır ve iklimi sayesinde bir tatil ülkesinde eğitim alma şansınız var, üniversite kampüsü plajlara çok yakın mesafede bulunmakta ve kampüse çok renkli bir yaşam hakim. GAÜ, adanın en turistik sahil kenti olan Girne’de kendisine özel plaj ve uygulamalı 5 yıldızlı oteli ile öğrencilerine eşi benzeri olmayan bir eğitim fırsatı sunmaktadır.
Peki kampüste hayat mı nasıl? Tanıtım filmleri için youtube.com/girneamerican ve vimeo.com/girneamerican
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Eğitimde mobiliteye verdiği önem ve uluslararasılaşma sürecinin bir göstergesi olarak Girne Amerikan Üniversitesi; İngiltere, ABD ve Hong Kong’dan sonra küresel kampüslerine bir yenisini ekleyerek Türkiye’de İstanbul yerleşkesini hizmete açmıştır. Bu süreçte Girne Amerikan Üniversitesi, öğrencilerine 3 farklı kıtada eğitim imkânı sunmakta ve "Üç Kıta Tek Üniversite" sloganı ile de bir dünya üniversitesi olma noktasında bir hareketlilik içerisinde olduğunu kanıtlamaktadır.
Eğitimde 30 Yıl...
Geçtiğimiz günlerde görkemli bir törenle 30. Onur Yılı’nı kutlayan Girne Amerikan Üniversitesi için bu sene oldukça özel bir yıl. GAÜ, 2014-2015 Akademik Yılında tam 2260 yeni öğrencisine 7 yıl boyunca kesintisiz ÖSYM Bursu verecek.
GAÜ sosyal ağlarda da çok aktif; bu sene tercih dönemi boyunca facebook.com/girneamerican üzerinden tüm kampüsler ve öğrenci hayatı ile ilgili herşeyi paylaşıyorlar ve tüm sorulara resmi sayfa üzerinden cevap veriyorlar. Twitter takipcilerini de unutmamışlar @girneamerican üzerinden en güncel paylaşımları takip edebilirsiniz.
GAÜ’den saygın dünya üniversiteleri ile akademik işbirliği ve değişim programları fırsatı!
Girne Amerikan Üniversitesi, kampüsleri ve 200’ü aşkın dünya üniversitesiyle sürdürdüğü öğrenci değişim programları kapsamında, öğrencilerine yaşam boyu hatırlayacakları deneyimlerin kapılarını açmakta.
Girne Amerikan Üniversitesi sağladığı eğitimin kalitesini sürekli olarak geliştirmek için akreditasyonlarını ve üyeliklerini yenilemektedir. GAÜ yerel olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordınasyon Kurulu YÖDAK ve Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınmaktadır. Ayrıca dünyanın bir çok saygın denklik kurullarından akredite olan GAÜ’nün bir çok uluslararası üyeliği de bulunmaktadır.
GAÜ, YÖK onaylı programlarıyla geleceğin pilotlarını yetiştiriyor
Kıbrıs, dünyanın en güzel adalarından biri!
Kıbrıs Dünya’nın en güzel adalarındandır ve iklimi sayesinde bir tatil ülkesinde eğitim alma şansınız var, üniversite kampüsü plajlara çok yakın mesafede bulunmakta ve kampüse çok renkli bir yaşam hakim. GAÜ, adanın en turistik sahil kenti olan Girne’de kendisine özel plaj ve uygulamalı 5 yıldızlı oteli ile öğrencilerine eşi benzeri olmayan bir eğitim fırsatı sunmaktadır.
Peki kampüste hayat mı nasıl? Tanıtım filmleri için youtube.com/girneamerican ve vimeo.com/girneamerican
Bir boomads advertorial içeriğidir.
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Sadece biraz huzur ver
Sadece biraz huzur ver Hayat, git soluklan saklı evinde, unut beni, bizi...
Küçük düşlerimiz kibrinde savrulurken, hayal kuşunu bilinmeze uçurdun.
Doludizgin gelişin fırtına misali üzerimizde, yaralandık, berelendik, vaz geçtik.
Oysa ne güzel, umutlu gülümsemeydi ürkek ilk çığlığımız. Kandırılmışız...
Az huzur ver Hayat bana, bize... Az huzur ver Aşk'a tutunan yüreklere.
Bir nefeslik müsaade ver, bir tek iç çekişi olsun, illa ki huzurlu olsun.
Dokunma. Ellerinde meleklerin kanı kurumuş, kokusu var açgözlülüğünün,
tükenmeyen hırslarının şiddeti, ikiyüzlü, yapmacık merhametin izi var, dokunma.
bizi bize bırak...
eylül
Küçük düşlerimiz kibrinde savrulurken, hayal kuşunu bilinmeze uçurdun.
Doludizgin gelişin fırtına misali üzerimizde, yaralandık, berelendik, vaz geçtik.
Oysa ne güzel, umutlu gülümsemeydi ürkek ilk çığlığımız. Kandırılmışız...
Az huzur ver Hayat bana, bize... Az huzur ver Aşk'a tutunan yüreklere.
Bir nefeslik müsaade ver, bir tek iç çekişi olsun, illa ki huzurlu olsun.
Dokunma. Ellerinde meleklerin kanı kurumuş, kokusu var açgözlülüğünün,
tükenmeyen hırslarının şiddeti, ikiyüzlü, yapmacık merhametin izi var, dokunma.
bizi bize bırak...
eylül
Kayısı Nektarı, Ramazan Pidesi
Bahçedeki kayısı ağacının bereketinden:
Kayısı Nektarı:
1,5-2 kg kayısı, 1,5 büyük bardak toz şeker, su
Kayısılar yıkandı, temizlendi ve tencerede önce şeker sonra üzerlerini örtecek kadar su ilavesiyle ocakta yumuşayana kadar kaynamaya bırakıldılar.
Un, çabuk maya, 1 yemek kaşığı (silme) tuz, 1 yemek kaşığı şeker, 300 ml ılık su, 3 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 yemek kaşığı sirke
Yumuşak, ele yapışan hamur yoğurulur ve 45 dakika kabarması için bekletilir.
Kabarmış olan hamuru pişirilecek tepsiye alıp el ile bastırarak tepsi büyüklüğünde açılır.
Yine dinlendirilir, 30 dakika. Şekillendirilir, üzerine az yağ karıştırılmış yumurta sarısı sürülür ve 190 derece ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilir.
Kayısı Nektarı:
1,5-2 kg kayısı, 1,5 büyük bardak toz şeker, su
Kayısılar yıkandı, temizlendi ve tencerede önce şeker sonra üzerlerini örtecek kadar su ilavesiyle ocakta yumuşayana kadar kaynamaya bırakıldılar.
Kenara alıp soğumaya yüz tuttuklarında blender ile şöyle bir karıştırırsanız ve ta da: Kayısı nektarı hazır:)
İstediğiniz şekilde tüketebilirsiniz; ister öyle, organik koyu nektar olarak, ister sade soğuk soda ilavesi ile, belki de milkshake yaparsınız:)
Sade dondurmaya bir miktar kayısı nektarı ekleyip blender ile karıştırırsanız hazırdır:)
Ve Ramazan Pidesi:
Yumuşak, ele yapışan hamur yoğurulur ve 45 dakika kabarması için bekletilir.
Kabarmış olan hamuru pişirilecek tepsiye alıp el ile bastırarak tepsi büyüklüğünde açılır.
Yine dinlendirilir, 30 dakika. Şekillendirilir, üzerine az yağ karıştırılmış yumurta sarısı sürülür ve 190 derece ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)