Bu Blogda Ara

11 Aralık 2014 Perşembe

Bir gün, her yer aydınlanınca

Hayalimin kanatlarında uçtum.


Küçük bir tohumdum, filizlendim. Üstümdeki kabuğu çatlattım önce, sonra ışığın sesine kulak verdim, peşinden gittim. Yürüdüm, koştum, durdum, soluklandım ve yine devam ettim. Yoruldum, ışığa uzandım. Yetişemedim. Kabuğuma dönmek istedim. İmkansızdı. 


Yürüyecek yolum vardı. İki yanı duvarlarla çevrili yol. Başımı kaldırıp peşinden koştuğum ışığı
aradığımda, kör edildiğimi anladım. Işığı düşledim. Hayal ile uyku arasından kabuslar çekip çıkardığında tutsak edildiğimi anladım. Acılar acıttı.  Yüreğim paramparça edilmişken her biri Aşk'ın peşine düştü. Uyandım.

Ateşin içine atladım, alev alev yandım. Öyle bir yanmaktı ki, ışık oldum. Aydınlandım.
Beni lime lime eden Hayat'a isyan ettim. Kurşunlandım, asıldım, taşlandım. Hayat oldum. Penceremde hapsoldum. Yutkundum özgürlüğümü, yutkundum hayallerimi, isyanımı ben kendim bastırdım.  Belki bu yüzden, bir gün  aydınlatır diye, ışığı  sakladım...  Kaynağında, Ruhumda sakladım.


Sustum.
Beni görmeyenlere, duymayanlara,  egosunu susturmayanlara sustum.  Sustum, görünmez oldum, göz
yumdum, lal oldum. Kulağımdan yüreğime varan notalar gözyaşımla yıkandı, yine sustum. Ölümü özledim, çağırdım, bekledim. Aramadım kendimi- orada burada, şunda bunda diye- fazlasıyla gerçektim.  Kaderime ağlamadım, benim olmadı hiç.  Acıtan varlığımla Aşk'a sığındım. İçim dışım Aşk çünkü...  Hayallerimin peşinden gittim.

eylül



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder