Bu Blogda Ara

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Dokunma Hayat!..


(Baturum'a)

Bir Akdeniz ezgisi  yayıldığında etrafa hafiften, radyonun sesini açıp,  gözleri kapalı, ritmine teslim olası gelir insanın.  Tasa yok, telaş yok, o anda kalası gelir...
Ağustos  samimiyetinden belki, kimbilir, belki  yaşam yorgunluğundan gelir bu haller  başına. Kimbilir, belki hayat bu: es duraklarında soluklanmak...

Nefesinin farkında, onu içine çekmek, tüm bu dünyevi hengâmenin ortasındayken, kaçış değil, alev alev yanmak olur.  Sınavın: hayatın çirkin, zalim gerçekliğini  nefes nefes yutkunmak.  Çaresizce isyan etmek:  elin kolun zincirlenmiş, yüreğin haykırışlarda boğulurken yaşamak olur. 

Kalbin lime lime parçalanırken kanar benliğin, ruhun dönmek ister sonsuzluğuna, tırnaklarıyla ona tutunur bedenin. Acıları gömmek için çukurlar kazarsın içinde, birbirinden dayanılmaz aldığın her nefesle. Ah, yaşamak!..
Çekip gidesin gelir; bırakıp ardında zalim, yalancı, açgözlü, bitmez tükenmez oyunlarıyla bu fani hayatı.  İlla ki daha güzeldir, deyip, gideceğin yer...
Anlar olur yaşadığın, seçip içindekilerden, soluklandığın.

Ah, Aşk...

eylül


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder