Bu Blogda Ara

22 Ekim 2016 Cumartesi

Vazgeçme

Kimsenin hayatına burnunu sokman gerekmez, sosyal medyada boy göstermesen de olur, durup, susup, etrafında olup bitenlere, geçip gidenlere bakman yeter. Biraz fikir, biraz mantık, çokça izan ve herşey tamam: aralanır  bir perde, gözden kaçanları görmeye başlarsın.  Aslında bu da senin seçimin, istersen yaparsın. İstemektir asıl mühim.

Hadi durdun, hadi sustun, iyice de odaklandın, insanı tanıyıp anlamanın sebebi olmalı.
Türlü türlü, iyi veya kötü, insancıl veya değil, sebep olmalı, neden ya, neden?
Belki de gerekli görmezsin, bana ne başkasından, işime bakar yaşarım dersin.   Ne gereği var ki?  Lüzumsuz işler, peh, geç bunları, geç. Eh, ilgisiz kalmak istersin, bu da bir sebep. Buna da peki, yine de merak ettim, nefes alman neden?..

Aynı havayı çekip, bu yaşlı gezegende ömür tüketirken bu kadar umursamazlık neden?..
Elbette kimsenin özeline karışmazsın, elbette saygı sınırını geçmezsin,  yok ki farkımız birbirimizden... derken, geçmiş olsun, hepimize. Var farkımız,  yaradılış bir yana, bir de bizler yüzünden.  Bizlerden birileri değil mi bizi sınıflandıran? Rengimiz-ırkımız, soyumuz-sopumuz, siyasi görüşümüz, dinimiz- mezhebimiz, cinsiyetimiz, malımız-mülkümüz... Birimizi diğerinden üstün kılan ne?..  Nedir paylaşılmayan, anlaşılmayan nedir? Bir ömür var, başı ve sonu bir nefes.

Velhasıl, insanı hem anlar hem anlamazsın.  Çabaladığınla kalırsın, ömür yolun biter.
Yolculuğun her anında umut edersin ya, buna da hayaldir derler. Ah, bizler...
Sen yine de geçme bu hayalden. Senin olmayan kederlerle hüzünlen, masum sevinçlerle büyüsün kalbin, mehtabın, yıldızların tadına var, nefesin hakkını ver.
Düşene elini uzat, ışıksız kalanın yolunu aydınlat, su ve ekmek ol, omuz ve yoldaş.
Aklını  emanete bırakanların sana diyecek çok şeyleri var?!.. Olsun, vazgeçme, yüreğindeki güce güven.

Duyguların rengi, sınıfı yok.  Canın yanıyor, tıpkı onun gibi. Aşkın kanatları bir tek sende açılmaz. Hüznün göz rengi siyah, kahverengi, mavi, ela, yeşil... Beden eskise de ruhun yaşı yok. Vazgeçme, istersen gerçek olur hayaller...

eylül


"Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve; — Konuşmadan önce dinleyin, — Yazmadan önce düşünün, -Harcamadan önce kazanın, Dua etmeden önce bağışlayın, — İncitmeden önce hissedin, — Nefret etmeden önce sevin, — Vazgeçmeden önce çabalayın, — Ölmeden önce yaşayın. Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun."

William Shakespeare

1 yorum:

  1. ... müthiş bir kısırdöngü, dejavu ya da her neyse bu hayat. Uzayın en büyük kara deliği aslında burası... Teori çok, ama pratiğe ulaşamıyoruz...

    YanıtlaSil