Bu Blogda Ara

25 Temmuz 2008 Cuma

Hayal hırsızı



Bir zamanlar, dünyanın en ücra köşesinde, karanlık ve soğuk bir mağarada kötü bir ruh yaşarmış. İnsanları mutlu eden hayalleri onlardan çalmak için geceleri kocaman kanatlarını açıp dünyayı dolaşırmış. Çalıntı hayalleri ne yapacağını da bilmezmiş, hayal etmeyi de bilmezmiş. Hiçbir zaman hissetmemiş ki buzdan yüreği, gerçekleşen veya gerçekleşmeyen bir hayalin güzelliğini...
Bir gece, kimsesizlerin yurdunda yaşayan bir küçük kızın hayalini çalmaya gittiğinde onu şaşırtan bir şey olmuş. Bu masum kızın sadece tek bir hayali olması kötü ruhu çok şaşırtmış. Bir an için "bir çocuğun yüzlerce gereksiz ve aptal hayali olması çok doğal..." diye düşünmüş ve bunu hemen unutmuş. Yatağında kıvrılıp uyuyan ve hayalinin rüyasını görmekte olan küçük kızdan bu tek hayalini alıp uzaktaki karanlık mağarasına doğru uçmuş. Oraya vardığında, yalnızlığının karanlık dünyasında bakmış ki yetim küçük kızın tek hayali sevilmekmiş. Kötü ruh buna çok şaşırmış ve o anda buzdan kalbini delen bir acı hissetmiş. Bu hayali kendine saklamak istemese de artık geri de iade edemeyeceğini biliyormuş. Hissettiği şeyi hiç tanıdık değilmiş, hiç başına gelmeyen bir şeymiş ve bütün bunlara rağmen onu yoketmek de istemiyormuş. Küçük kızın hayalini mağarasının bir köşesine koymuş. Buradan her geçtiğinde hoşlanmadığı bir sıcaklık hissetse de kötü ruh, yine de hayali yok etmek istememiş. Yıllar geçmiş ve kötü ruh insanların hayallerini çalmaya devam etmiş. Her gece, mağarasına döndüğünde küçük kızın hayalinin bulunduğu yerin önünden geçerken onu hatırlıyormuş. Bir gece oradan geçerken hiçbir şey hissetmemiş. Bilinir ki, insanlar öldüğünde hayalleri de ölüyormuş...
Kötü ruh o an anlamış ne olduğunu ve ilk defa düşünceli oturmuş mağarasında. İlk defa insanlar hakkında düşünmüş. Küçük yetim kızı düşünmüş ve kanını donduran bir suçluluk duymuş. İlk kez farklı hisler doldurmuş içini. Böylece kötü ruh, karanlık mağarasında sessiz ve huzurlu düşüncelere dalıp buz gibi soğuk gözyaşlarında boğularak son nefesini vermiş. Ölmeden önce anlamış ki çalıntı hayaller ona hiçbir zaman yardım edemez çünkü onlar sadece sahiplerine aitler...

2 yorum:

  1. Merhaba Sevgili Eylül, bu minicik öykünü çok sevdim, eline sağlık. Bu perşembe bloğunu radyo momentosa konuk edeceğim. Bu öykünü de bir başka gün tek başına alarak seslendirmek isterim radyoda izninle. Bloğunu kaynak göstererek tabii ki. Sevgiler gönderiyorum. :)

    YanıtlaSil
  2. Tekrar merhaba,
    Blogları konuk ettiğim program yayını burada: https://sezerozsen.blogspot.com/2022/10/blog-dunyasinda-bu-hafta-25.html

    Bugün ise bu hikâyeyi seslendirdim. Onun linki de burada : https://open.spotify.com/episode/6wy2RdDK3buhSIOiAfJ7kq
    Seslendirmeme onay verdiğin için çok teşekkür ederim. :)
    Sevgiler,

    YanıtlaSil