"Bahar gelmeden kıyamet soğukları gelir" derdi anneannem. Kulağımda yanan odunların çıtırtısıyla uyuyakalırdım, gündüzün ayazı alev alev yanaklarımda. Bahçedeki kar bulutları rüyama girer, uyanır uyanmaz perdeyi aralayıp dışarıya bakardım, hala oradalar mı diye. Bakardım bakmasına da önce camdaki buz kristallerini sıcacık nefesimle eritmem gerekirdi. Parmaklarım ıslanırdı, damla damla erirdi avcumda buzdan örülmüş zarif danteller, bir mucize yok olurdu. Çocuğum ya, hayretler içerisinde kalmak ve unutmak arasındaki zaman çok kısa, nasılsa her adım başında bir mucize beni beklerdi...
Ah, anneanne, nur içinde yat sen; kış kıyamet de olsa ille ki sonunda gelir bahar. Gönüllere düşmeye görsün soğukluk, asıl kıyamet bundan kopar...
eylül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder