Bu Blogda Ara

8 Ekim 2012 Pazartesi

Ah

Aslında kim olduğun önemli değil.  Hangi sınıfta doğduğun, hangi mertebeye yükseldiğin, elle tutulur nelere sahip olduğun, hiç önemli değil. Elbette hayatını idame  etmen için gereklidir tüm bunlar, ve kendince "farklı" olman için...  Faturalar, tatiller, şımarıklıklar ve hayata yatırım yapmak için gerekli.
Hayatında duygularını sürekli bastıran bir insanın sonunu düşünemem.  Anlık tatminleri için feda ettiklerinin farkına varamayanları düşünemem. Huzursuzluğunu   sevdiklerine bedel olarak ödetenleri düşünemem. 
İnsan görünmezlik sırrının peşinde, amaçları doğrultusunda... Oysa zaten görünmezdir; duygularla bağlı oldukları dışında herkes için. Basitçe; kim kimin umurunda ki? Yan evde olanlar kimin umurunda. Bir sokak ötede? Bir diğer şehirde?..  Toplum mu? Siyaset ve ticaret için gereklidir, şüphesiz. 
Yok, o kadar da katı değildir görüşlerim, lakin olmazsa olmazların farkındayım: eğitim. Belki kitapsız, okulsuz olabilir, lakin yüreksiz, onursuz, vicdanız olmaz... Bir sınırı olmalı aymazlığın, vicdansızlığın, zorbalığın.
Gücüme gidiyor; insanın aptal yerine konması. Dürüst olmayı  enayilik, sınıf atlamanın bir amaç ve  nimet, ekonomik yetersizliğin basiretsizlik  olarak görülmesi  gücüme gidiyor. Bir insan bir başka insana bunu nasıl yapabilir, nasıl  böyle düşünebilir?..  Toplum statüsü kaygısı vefayı nasıl unutturabilir?..  İnsan kaz gelecek yerin   cazibesinde kendini nasıl kaybedebilir?..  Bu hayat sizin yahu, bu nefesler sayılı!..  Sen kimsen, bir bak bakalım  kaç canı sevindirdin; beklentisiz, çocuk gibi
güldürdün?..  En pahalı yemeği yedirmekle uğraşmasan da karnını doyursan birinin, olmaz mı?..  Sonunu unutmadan sevinç ve mutluluk dağıtsan olmaz mı?..  Tamam;  her neyin varsa senin olsun, dokunma o zaman saf kalplere, bulandırma tertemiz zihinleri, olmaz  mı?..
Hepsi bir dolu laftır belki, kimbilir. İşte bu da umurumda değil, iyi mi?..  Gıcıklığım savaş gibi yaşanan hayatlara, beş para etmez hırslara,  harcanan zamana. 

eylül


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder