Bu Blogda Ara

10 Aralık 2016 Cumartesi

İkinci el



Ayağa vuran ayakkabının acısı fena, bir de o su dolu baloncuk patlarsa, eyvah eyvah.
Buna rağmen yepyeni, gıcır gıcır ayakkabıların acayip ağrı kesici  etkiye sahip, dayanılmaza dayanılır.  Yeni  ceket, elbise, çanta neredeyse bayram coşkusuna sebep olur. Hadi biraz daha geniş tuttum diyelim; mobilya yenilemek müthiş, midedeki spazmlarla birlikte.  Yeni bisiklet, yeni araba, haydee oldu olacak yeni ev; bambaşka dünyalar bunlar.  Sıçrama oldukça büyük oldu bu arada, ayakkabıdan eve. Yazı sadece yahu, kelimelerden cümleye dökülen.

Yeni alınan eşyaların kendilerine has kokuları var,  ikinci el ikinci el kokar.
Annemin dikiş hobisi vardı, tam zamanlı çalışıyor olmasına rağmen,   giyim, ev tekstili, örgü ile uğraşır dururdu. İki dikiş makinası, bir dolu her renk iplik bobinleri, makaslar, iğneler ve burnumun direğini sızlatan makina yağı ve yepyeni kumaşların kokusu;  hayatımın ilk çeyreği bunlardan ibaret.  Yine de  bana cici giysiler, yatağıma örtüler, odamın pencerelerine perdeler dikmesine hiç itiraz etmedim, insanım sonuçta, sahip olma güdüsü devredışı kalır mı?.. Ne kadar bencilce. Şimdi biri seslenip " yazııık, içinden gelmiş yapmış" diyecek diye tırstım biraz. Her şeye de bir cevap...
Öyle ama,  ne yazık(derin derin düşününce) içten gelir.  Orada ne varsa o gelir...
Al sana derinlik, al sana klişelere boğulmadan düşünme fırsatı.

Konudan uzaklaşmamak lazım, hadi bakalım.

Türkiye'de ikinci el mağazaları daha çok mobilya, beyaz eşya, araç, konut olarak faaliyette. Bahçe satışı kültürü olmasa da semt pazarlarında ikinci el giysi, ayakkabı filan satılıyor.  Bizim kültürümüzde  yardımlaşmak var, giymediğimizi poşetleyip ihtiyaç duyanlara veririz.  İkinci el, yazıldığı ve okunduğu gibi, lakin ihtiyaç ihtiyaçtır.
Hayatın zor tarafında  olmak nasıldır anlamak gerek. Güvenli olmayan bölgede yaşamak nasıldır anlamaya çalışmak şart.  Yaşamak için  gerekenler çok, hele ki bu devirde.
İkinci el giyinir, ilk elden aç kalsa da insan...

Farkındayım, yazım elimde olmadan uzayabilir, spontane gelen düşüncelerden. Aklımdakine  parmak ucuyla dokunmadan.  Kıyamete doğru itilirken, ikinci el akıl fikirler yüzünden...

Not:
"Avrupa Yakası" dizisinde Gaffur karakterinin dediği gibi: " anladın sen onu!"... 😀


eylül









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder