Bu Blogda Ara

5 Mayıs 2017 Cuma

Asparagas hayat

Gaza geliyoruz, hem de öyle böyle değil. Kimimiz tam hız kapılır, kimimizin aklı son anda frene asılır.   Yaşanmışı bir türlü kenara koyamadık. Hısım akrabayı kendimizden
sandık, kullanıldık.  Meğer sadece kendine çalışmalı(?!). Aynanın karşısına geçip: en büyük, en akıllı, en, en, en olan benim diye tezahürat etmeli, ettirmeliymişiz.
Hayat böyle demek. Hayatın öyle olduğunu idrak etmek için, demek ki, bir süre yaşamak gerek.  Oldu bitti maşallah kıvamında bir oturtmanın elemanlarıyız hepimiz.
Yoksa kandırıldık mı demeliyiz? 
Amaan.
Hayat bir yalan haber.  Çünkü yaşadığını anlayana kadar sürenin sonuna gelirsin. Kapanma saati gelen mekanlar gibi işiklar tek tek söndüğünde  sonun geldiğini anlarsın. Bu da çok fena koyar insana.  "Dur, ben daha hiçbir şey anlamadım ki?! " diyecek zamanın kalmaz.  Geçmiş olsun mu demeli, başın sağ olsun mu...
Hayat asparagas haber  gibi.  Kapılırsın, hiç bitmeyecek bir yarışın içinde yerini alırsın. Hep önde olmak için ödünler hatta kurbanlar verirsin.  Herkesten daha çok, daha iyi, daha fazla, daha daha... olmak için elindeki tüm olanaklarla asılırsın. 
Kendine değil, hele ki yüreğine değil karşındakine  göre yarışırsın.  Niye? Ne için? 
Cevapsız sorulara bir tane daha eklenir. 
Hayat, bir fırsat değil, sonu var çünkü. Hayat; kıymeti tek sende geçen bir liyakat nişanı. Yetmez mi?  
Hayat, bir seçim. Sen ne dilersen, o olur... 

eylül




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder