Bu Blogda Ara

24 Temmuz 2008 Perşembe

Satranç



Dürüst, anlamı olan, kendi ve yakınlarına faydalı bir hayatı olsun kim istemez? Yaşanmış, bilinen hataların tekrarlanmamasını kim istemez? En zor durumlardan sıyrılabilmeyi, kendi ruhsal gelişmesini hızlandırmayı?.. Alın yazısı nedir ve bir insan özgür iradesi ile neyi değiştirebilir?
Nasıl hareket edebileceğimiz bir oyunda gösterilmiş: satranç.
Satranç; iyi güçlerin kötülüğü yenme arzusunu, insanın Hayattaki tuzaklardan kurtulma çabalarını ve Madde ile Ruh arasındaki çekişmeyi temsil eder.Satranç tahtası savaş alanıdır - düşüncelerimiz ile doldurduğumuz boşluk.
En önemli merkezi figür - Şah. O mantıktır, mantıklı düşüncedir. Sadece güvenilir koruma(deliller-gerçekler) olduğundan eminse belirlenen yolda dikkatle, adım adım hareket eder. Şah'ı kaybettiğimizde oyun dışı oluruz, normal yaşamın dışına düşeriz ve hayata tümüyle katılamayız.
İkinci önemli ve merkezi figür Vezir'dir. O özgüvendir. Her yöne, ileriye-geriye, sağa-sola hareket edebilir. Vezir-özgüven, Şah-Mantık'ı en iyi savunur. Yine de özgüvensiz kalabiliriz ancak mantıklı düşünce olmaz ise çözülür, yıkılır, çıldırırız.
Bu iki merkezi figür - şah ve vezir - aslında beynin iki yarı küresidir; sol - mantıklı düşünce ve sağ- özgüven. Her ikisi de insan bilincine aittir ve kazanmak ya da kaybetmek onlara bağlı. Ve Hayat adına çarpışma başlıyor...

Piyonlar en önde yürürler. Duygular - sayısız, iyi ve kötü. Onlar ileriye yürür, ancak yandan hücüm ederler. Bazılarını feda edebiliriz, lakin hiç olmazsa bir tanesini koruyalım - Aşk'ı. Bu duygu mucizeler gerçekleştirebilir ve eğer sabırlı olup , sebat ve sadakat gösterirsek, piyon vezir olabilir.

İki kale figürü aklı simvolize eder. Kaleler sadece düz çizgide -ileriye, geriye, sağa, sola - hareket ederler. Güçlü figürler ve iyi muhafızlardır.

İki at figürü zekayı temsil eder. O tedbirlidir ve tehlikeleri aşar, yani hücüm etmek için acele etmez. Atların L çizerek hareket etmelerine sebep kavgaya girmek için en uygun anı yakalamayı beklemeleridir.

İki filin simvolize ettiği bilgeliktir. O hiçbir zaman yandan veya önden taarruz etmez. O çapraz ilerlemeyi seçmiştir ve akıl ile zekanın savunmasında harekete geçer.

Filler çapraz ilerler; biri - sadece beyaz kareler üzerinde , diğeri - siyah karelerde. Böylelikle anlaşılan şu ki Bilgelik hem yapıcı hem de yıkıcı olabilir.

Satranç oyunu hayatın ölüme, iyinin kötüye, aydınlığın karanlığa karşı muharebenin talimidir. Bu yüzden ilk hareket hakkı beyaz renkli figürlere aittir. Alın yazısı oyunun prensibi, ustalık ise - özgür irade. Oyunun başında birçok hareket seçeneğinden en doğrusunu seçme olanağına sahibiz ancak çoğu zaman aceleci, dikatsiz ve düşünmeden hareket ettiğimizden yanlış hareketi yaparız. Her hareket karşı tarafın(olumsuz güçlerin) tepkisine(reaksiyonuna) sebeptir. Zamanın ilerlemesi ile özgür irademizi kullanma şansımız azalır. Öyle durumlara düşeriz ki, oyunda kalıp devam etmek için sadece tek hareket şansımız var. Çok sık bu tek şansı kullanmak bir figürü feda etmemizi gerektirir(umut, hayal, ülkü). Hayatta da bu şekilde hareket etmekteyiz. Kendimizden feda etttiklerimize rağmen iyimserliğimizi koruyabiliyoruz. Oyunda ağır bir duruma düştüğümüz zaman ve eğer şah - mantık yeterince korunmuyorsa rok(satrançta hareket şekli) yapabiliriz, yani şah ile vezirin yerlerini değiştirebiliriz. Böylelikle akıl - kale oyunun merkezine gelir, şah - mantık ise geride korumada kalır. Hedefe kilitlenen akıl hayatta da mantığın önüne geçebilir, öyle ki bizim bazı hareketlerimiz mantıksız görünebilir. Bu görünürde öyledir. Olaylar başlıca hedefe tabidir. Bazen, oyunda olduğu gibi hayatta da, başa çıkılmaz bir duruma düşebiliriz. Fakat aklımız ve özgüvenimizle bu durumudan çıkmanın en mantıklı çözümünü bulabiliriz.
Hayatımızın sonuna kadar bu oyunu nasıl sonlandıracağımız, bu hangi figürlerin kaybı ile olacak, düşüncelerimizde hangi değişiklikler olacak, bu bize bağlıdır. Eğer ruhumuzu güçlendirdiysek mantığımız birincil, özgüvenimiz ikincil, bilgelik, zeka, akıl ve duygular onların takibinde olacaklardır. Eğer zeka tarafından bize verilen güçleri önemine göre sıralayabilirsek biz bir şey feda etsek de en sonunda zafere ulaşırız.
Satrancın kurallarını öğrenmek için nasıl defalarca oynuyorsak, bu şekilde değişik olaylar sırasında en doğru kararları vermeyi öğrenebilmek için birçok hayat ve değişimden geçerek karakterimizi mükemmelleştirebilir, düşüncelerimizi berraklaştırabilir ve irademizi güçlendirebiliriz.
Satranç, ruhun maddenin karşısındaki zaferin oyunu; içimizdeki iyi güçlerin dışımızdaki tuzaklara karşı kazandığı zafer; alın yazısının darbelerine karşı yaşamın zaferidir.
(lütfen, kaynak belirtmeden alıntı yapmayın, teşekkürler)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder