Bu Blogda Ara

10 Mart 2021 Çarşamba

“Sineklerin Tanrısı” - William Golding

 


Gökyüzü, yarı mavi yarı beyaz yara iziyle, tepelerinde yine yırtıldı ve ateşli, parlak bir patlama tepelerine indi. Küçükler çığlıklar atıp ormanın kenarından kaçarak oraya buraya koşuştular ve küçüklerden biri, kapıldığı korkuyla büyüklerin halkasını yardı.

  'O! O!'

Halka at nalı biçimini aldı. Bir şey emekleyip sürünerek ormandan çıkıyordu. Koyu karanlık içinde kararsızlıkla ilerledi. Canavarı görünce yükselen tiz çığlıklar acıyla doluydu. Canavar sendeleyerek at nalı biçimli halkanın içine girdi. 

'Canavar gebert! Gırtlağını kes! Kanını dök!'

Mavi beyaz çizgilerle dolu olan gökyüzü, sürekli parçalanıyordu; gürültü dayanılacak gibi değildi. Simon, tepedeki ölü adam hakkında bir şeyler haykırıyordu. 

' Canavarı gebert! Gırtlağını kes! Kanını dök!'

Sopalar hep birden indi, yeni çemberin ağzı çatırdadı, çığlıklar koptu. Canavar, ortada diz çökmüş, kollarını kavuşturarak yüzünü örtüyordu. Bu iğrenç gürültüye karşı, tepedeki ölü hakkında bir şeyler haykırıyordu. Canavar öne doğru yol alabilmek için uğraşıp çemberi yardı ve kayanın sivri kenarından aşağıya, suyun kenarındaki kumların üstüne düştü. Çocuk kalabalığı hemen onun arkasından fırladı, kayadan atladılar; canavara saldırarak bağırdılar, ısırdılar, vurdular, parçaladılar... Dişlerle pençeler boyuna işliyor, parçalayıp duruyordu. 

Sonra bulutlar açıldı ve yağmur bir çağlayan gibi boşaldı. Sular dağın doruğundan sıçraya sıçraya indi, ağaçlardaki yaprakları, dalları koparttı ve kumda debelenen çocukların üstüne soğuk bir sağanak gibi yağdı.  Derken, grup dağıldı ve çocuklar sendeleyerek uzaklaştılar. Denizden birkaç metre uzakta, yalnızca canavar olduğu yerde kaldı. Yağmurun altında bile canavarın ne olduğunu ve kanının şimdiden kumu lekelediğini gördüler. "



William Gerald Golding 1911 yılında Cornwall yakınlarındaki St. Columb Minor 'da dünyaya gelmiş. 1935 yılında Oxford'u bitiren Golding bir süre edebiyat öğretmenliği yaptıysa da daha sonraları görevinden ayrılıp kendini tümüyle edebiyata verir. 

İlk olarak, çok fazla ilgi görmeyen, şiir kitabını yayımladı, 1954 yılında ise " Sineklerin Tanrısı" romanını yazdı.  Kısmen kurgusal ve aynı ölçüde gerçekçi nitelikler taşıyan William Golding'in ilk romanı   ona büyük ün sağladı.  Çeşitli dillerdeki çevirisi yapılan kitap 1964 yılında ünlü tiyatro adamı Peter Brook tarafından beyazperdeye aktarıldı. 

Kitapta atom savaşı sırasında ıssız adaya düşen bir avuç okul çocuğunun  kişilik değişimi yazarın çarpıcı anlatımı ile gözler önüne serilir. Uygarlıktan uzak  kurmak istedikleri  düzende , cennet gibi bir adada olsalar da, insanlıktan nasıl uzaklaştıkları , nasıl korkunç kişiliklere büründükleri  mitoslarla desteklenerek anlatılır.  Yazar, "Sineklerin Tanrısı" kitabında uygar insanın düştüğü zor koşulları, acıları ve mutluluğu değil  bir insanlık durumunu anlatmış . 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder