Bu Blogda Ara

12 Ocak 2017 Perşembe

İdrak


"Hayır" diyebilmek bazen kolay, bazen ise çok zordur.  Aslında bu "evet" için de geçerli. Bu iki kelime insanın hayatını kökten değiştirebilme gücüne sahip, bazen de  hayatına malolabilir.  Bu bir gerçek, az da olsa kafa karıştırıcı bir gerçek.  Düşünün, bir kelime ile neler  yapabilirsiniz! Kendi veya bir başkasının yaşamına çekilen kalın  bir çizgi.  Bir kelime ile başlayan veya bitenler, olabilecekler veya asla gerçekleşmeyecekler.  Her iki durumda da sarsıntı söz konusu, pozitif veya negatif.  Oysa öyle  görünmüyor, masum birer kelimedir her ikisi.    Kelimelerden birini seçmek ve ifade etmek için önce konu hakkında  bir karara varmak gerekir.  Yani sırf  öylesine  "hayır" veya "evet" diyemeyiz, bunun sorumluluğunu da taşımalıyız.   Kırmamak için "hayır" diyememenin sonuçlarına katlanmak zorundasınız, yok başka bir yolu.    Heves  doyurmak adına da  "evet"  demek aynı riski taşır: sonuçlarına katlanmak.  Bütün bunlar yaşamın küçük, zalim şakaları.
Kendimizle ve insanlar ile ilgili bazı şeylerin farkına varmak zaman alır. Kişiye göre değişen bir zaman aralığı.  Sadece bu yeterli değil ve kesinlikle tecrübe ile ilgisi yok.  Zaman, yer, koşullar; bunların  seçenekler ile alakalı olduklarını düşünüyorum.  Bazı durumlarda kimileri için doğru zaman, yer ve koşullar başkaları için doğru  olmayabilirler ve unutulmamalı ki kişinin özellikleri de belirleyici.  Bütün bunların sonucunda "hayır" veya "evet" ne bir ödül, ne de ceza olmalı.  Kelimeler, can yakan  tarafında  veya canı yanan tarafında, güçlü veya güçsüz belirleme oyununun zarları olmamalı.  Eğer mantıktan yoksun, sadece kişisel  çıkarlar uğruna alınan kararlara  boyun eğmek, eğdirmek ister ise insan bu onun seçimi, ne kaderden dem vurulur, ne hayattır suçlanacak.  Akıl var, mantık var. Akıl, mantık ve daha da önemlisi: özgür irade var!..   Evet, bu sebeple başkasının özgür iradesi hiçe sayılamaz.   Başkasının yerine karar verilemez.   Belki kırılmalı insan, çünkü o kırılma ardında belki de idrak  vardır.  İlla ki kırılmalı demiyorum, aslında "idrak-anlamak" çok güzel bir kelime. Anlamı güzel  bir kelime.  Her "evet" ve "hayır"ın bir anlamı vardır, doğru veya yanlış  demek  istemiyorum. Doğru veya doğru olmayabilen diye adlandırmak bana daha sempatik  göründü.  "Hayır" demek sana göre doğru  gelmeyebilir. Peki "evet" demek  bana  doğru gelmiyorsa?..   Mühim olan  kendimizden emin olmak değil mi?  Mühim olan  başkalarını  da anlamaya çalışmak değil mi?..  Kendine ayırdığın "hayır" ve  "evet" leri başkalarına sunamazsın.

Hayatı siyah-beyaz yaşamak ve yaşatmak  çaba gerektirmez, herşey net, basit, yaşanmış, denenmiş ve onaylanmış.  Katı kurallar içerisinde verir ve alırsın ve şüphesiz  beklentiler içerisindesin.  Duyguları yok sayarak, göze-göz, dişe-diş yaşamak   cinayet işlemeye benzer.  Sorgulamadan, umut büyütmeden, ardına baka baka yaşarken,  içindeki sadece sana ait farklılığı yavaş yavaş öldürürsün.  Hayat, bir sahne, bir durumdur  ve her kişinin kendisine ait yaşamı hayatın bütününde küçük bir ayrıntıdır.   Ucsuz  bucaksız bir vadinin üzerine eteklerini örtmüş gecenin içinde parıldayan ateş  böcekleri misali. Her biri kendi ışığında yolunu aramakta, her biri farklı yöne kanat  çırpmakta, aynı vadinin  uçsuzluğunda.  Özgür irade özgür ruhlarda parıldayan  rehber yıldız gibidir.  Eğer bir kişi sahip olduklarının farkında değilse ve hazine aramakla  geçtiyse  yaşamı, boşa geçmiştir. İnsanın yaşam şifresi ruhunda gizli.  Tüm sorularının cevabı  gibi...

eylül
İstanbul/2009




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder