Bu Blogda Ara

13 Nisan 2018 Cuma

Shakespeare'in yazdığı gibi: "olmak ya da olmamak..."



İnsan, bir sabah farklı uyanır.  Hiç tanımadığı, karşılaşmadığı, bilmediği birisinin kabuğunda  kendisini bulur.  Tuhaf hisseder, bir o kadar da hafiflemiş.  Bir başka gelir günler, bir başka olur geceler. Sanki ilk farkına varmışçasına; baktığı başka,  gördüğü bir başka. Dokunur, yüreğini parmak uçlarına yükleyip, ruhuna kazırcasına. Gözlerini kapatır, sımsıkı, eriyip mor bulutlara karışırcasına.   Derin derin nefeslenir, veda edercesine. İçine öyle bir haykırır ki... beynine kurşun sıkarcasına.

Bir sabah, anlamı ile yüzleşir insan.  Hiç sorgulamadıklarının cevaplarıyla göz göze gelir.  Suskun, kadifemsi yumuşak bir huzur alır kederin yerini, isyanları birdenbire küllenir. Bir garip hafiflik kanatlandırır, yüzüne ermiş  bir gülümseme damgalanır. 
Oysa o her nefeste veda yutkunur...
İnsan bir gün kendini bulur.  Zincirlendiği yerden öte, yüreğinin olduğu yeri bulur. 
Firar kaçınılmaz olur.  

Bir gün uyanır, hiç düşünmediğin bir yolda yürürken bulursan kendini  Aşk mı diye bir sor. Ondan başka ne varsa, yalan...


.....


eylül

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder