Bu Blogda Ara

10 Mayıs 2019 Cuma

Mutlu son ile biten iki sinema filmi


Hostiles   - Vahşiler

Christian Bale' in  başrolde olduğu  dram/macera filmini  -itiraf etmeliyim- ilk başlarda ara ara kuşku ile izledim.  Kızılderili ve "Beyaz adam"  konulu sayısız filmlerden en azından birkaç tanesini izlemeyen kalmamıştır.   Filmin ilk çeyreği senaryoda tarafsızlık sınırı korunmuş mudur?, algıyla oynanmış mıdır? gibi cevabını merak ettiğim soruların eşliğinde geçti. Kimbilir, belki böylesine kuşkucu yaklaşımın sebebi  insan aklı üzerinde algı oyunlarının zirve bulmasından. Bunları geçip hikayenin  asıl konusu  ırklar değil, İnsan olduğu görmek müthiş!   Taraf, haklı haksız yok, yazılmamış kurallarıyla hüküm süren katı, acımasız, beklenmedik çıkışlar, inişlerle,  kayıplar ve kazanımlarla dolu hayat var.  Evet, rengini, ırkını seçme şansı olmadan doğar insan ancak  son nefesine kadar vicdan, yürek,  akıl ve özgür iradeye sahip.  





Au revoir la haut

Albert Dupontel'in başrol oynadığı bir dram/suç filmi.  Geçen yüzyıl başındaki savaş sahneleri çok gerçekçi.  Akıcı bir senaryo, sarsıcı sahneler. 
Ve başrolde İnsan: egosu, hırsları, masumiyeti, çaresizliği.  Savaş ve siyaset, kuşak çatışmasıyla iç içe. Bir asır öncesine dair yaşanmışların günümüzde yaşanılanlarla korkunç benzerliğine dikkat!.. Utanç verici. Medeniyet ve insanlık için. 









1 yorum: