Bu Blogda Ara
18 Aralık 2019 Çarşamba
İyi bir şey söylersen, ağlamaya başlarım
Güzel, iyi sözler duymak isteriz. İsteriz de, olmaz her zaman. Öylesine söylenenleri anlarız. Şöyle içten, gerçek olanları bekleriz. Bekleriz de bekleriz. İçimiz çürüyene kadar. Garip hayat. Yoksa gariplik bizden dolayı mı?
Çeşit, çeşit, acayip olanlarız. Kestiremiyoruz hiç birimizin bakış açısını, istikametini. Nereden biliriz ki kimin ne olduğu? Kavun muyuz? Kör uçuşu bizimkisi. Elleye dokuna yol buluruz. Zor zaman. Aslında, her zaman. Ne diyebilirim, hepsi sadece hayat.
Canımız acısa suçlusunu ararız; hii, kesinlikle kendimiz değiliz. Hata yapsak, biz değiliz. Başarısızlık, eksik olandan dolayı, başarı ise hak ettiğimiz... Hadi oradan! Boş laf. Kime göre, neye göre başarılı veya başarısız oluruz? Çirkeflik müessesi de var, ha. Kimse duymasın, alttan destek verenler var.
Hayat ilk nefesle başlar, geriye kalanlar: şartlar, lokasyon, fırsatlar.
İşte bu kadar.
Bu kadar mı?..
eylül
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"...Güzel bir şey söyleme, ağlarım çünkü..."
YanıtlaSilgüzel bir şeyler söyle; ağlarım yoksa...
Evet, bakış açısı.
YanıtlaSilBoşluğa düşen insanlar var, oradan çıkamayanlar. Duygu sıkışması. Bir an yaşanır, küçük bir kelime büyük bir patlamaya sebep olur. Öyle insanların gözlerinin içine baktığında kıyısında kaldıkları uçurumu görebilirsin. İnsanların yüzüne bakmak rahatsız edici, aslında sadece göz ucuyla gördüklerin yeter.
ağlamak lazım demek; hayatta, hayatla...
YanıtlaSil