Ruh yaralanır mı diye sorarsan, kendinle kalıp içine bak derim. İnkarları geçip iyice bak. Belki kabullenmen zor olur ya da kabullenmezsin, senin sorunun. Dürüstlüğün gerek sana, varsa.
Yaralar tedavi edilirse iyileşir. Oksijen suyu, tentürdiyot, yara tozu, merhemi, gazlı bez, yara bandı filan yeter. Çok derinse cerrahi müdahale ile uzun da sürse yine geçer. Umutsuz vakalar hariç.
İçindeki yaralar sinsi olur. Kişisel ve ciddi. Tortu gibi çökerler dibe ve zayıf anını yakalamak için derinde beklerler. Elinden geldiğince iyi bakarsın onlara, mahçubiyet ve sebeplerle. Suçluymuşsun gibi. Aile, dost yaralarıyla, hiç birini suçlamadan, sadece yaşarsın.
eylül
her nefesimde, boğazımda düğüm düğüm hissettiğim bir yaradır bu... Öyle çok tekrarlarım ki içimden, 'Babam ve Oğlum' filmindeki repliği: "...Yüreğim yangın yeri gibi, biliyor musun?.."
YanıtlaSil