Hava durumundan ev eşyasına, giyimden yiyeceğe, iş, sosyal hayat, eş, kolay para…
Arayışta herkes, yana yakıla.
Kaçırılan, giden, biten, solan, hatta farkına varılmayanlara, vah.
Söylenmeyen, duyulmayan, anlatılıp anlaşılmayan, işaret edilip görülmeyenlere, vah.
Olmayanı oldurmak, gelmeyeni getirmek, duymak istemeyene duyurmak için yazık nefese.
Laf, sitayiş, suskunluk, usanmayı mı resmeder? Gitmek, kaçmak arzusu, vaz geçmenin haberi mi?
Arayış, senden olanı, tutkuna tutkun, sen olanı… sonsuz olanın sonu mu?
Dünya mı, hayat mı suçlu? Ruhun sebebi mi suçlu?..
Hep arayış, her an arayış geçen zamanı kaçırmak değil mi?
Oysa ne güzel dinginlik. Oysa ne eşsiz mutluluk. Görmek, duymak, hissetmek istediğinde…
Hep beklemek hep arayış demek…
eylül
İst.August 18
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder