Bu Blogda Ara

25 Aralık 2020 Cuma

Takvim değişirken



 Yeni yıla birkaç gün kaldı, eskisinin bitmesine de.  Aralık ayının son günü ile ocak ayının ilk gününü bağlayan geceyi hep önemsedim, hala da öyle. Psikolojik bir olay mı?  Umut sadece. Ben bunu öyle yorumladım ve inandım. Başlarda çocukça( çünkü çocuktum) , devamında ise mantıklı bir çıkarım olduğundan dolayı. 

Eskinin yerini her daim yeni alır, al sana yine mantık.  Yeni olan herşey eskisinden daha gelişmiş olur. Daha gösterişli, donanımlı.  Neticede yıl da olsa, gelişen teknolojiyle değişen hayat, falan ve filanlar, hepsi  gerçek.  Zaman kendi hükümlerine sahip, elbette, fakat değişime açık.  

Lafazanlığı bırakıp esas konuya gelelim.  Yılbaşı olayına, öyle böyle değil,  bayılırım!

Totem töreni gibi bir şey.  Bozuk, kırık olan her ne varsa onarılır umudu ile gülümsemek. 

Büyülü birkaç saat geçirmek, gerçekleşmeyecek hayallerin farkında umutsuzluğa düşmemek. Bunu sağlayan işte eski ile yeni yılı bağlayan gece.  Her şey çok yolunda, çok güzel  olacağını fısıldayan umuttan vazgeçmemek işte o birkaç saatin marifeti. 

Ne dini inanç, ne de başka bir şey. Hayatın dayatmasına verilen kısacık, eğlenceli bir es. 

Kim ne derse desin. 


eylül


Not: farkındayım, yazılacak çok şey var...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder