Bu Blogda Ara
16 Haziran 2014 Pazartesi
Yüzyıllar yetmez
Hisleri yaşamak, derinden sarsılarak. Budur gelişinin sebebi. Mutluluğu özgür bırakıp, büyümesini seyretmek için buradasın.
Acılar, sonunda uyanacağın bir kabusun içeriği sadece, iyileşir yaraların.
Işığı yüreğinden sökmeden yaşamak için gönderildin.
Unuttun.
Giderken bırakacaklarını düşündün mü?
Biraz daha kalabilseydim dedirten içini titreten sevdalı dokunuşları. Kaçırdığın gündoğumu, ıslanmadığın yağmurlar, ay ışığı, kibir yenilgilerin.
Sordun mu kendine: döneceğin yine aynı sen olmasan, "zamanı geriye sarabilsem" diyebilecek misin?..
Utanma, iyi olmaktan. Vazgeçme, gülümsemekten, gülümsetmekten. Tertemiz ruhuna kirlenmiş düşünceleri dokundurma. Gerçek Sen taşsın dışına.
Bir bulmaca gibi kendini keşfet, sorularının içinde mevcut tüm cevaplar. Yüzleş, sorgula, vicdan ol. Ol sadece; saf, gerçek, şeffaf...
Yetmez. Yıllar, yüzyıllar yetmez yüreğini yaşamaya. Kısacık anların içine ne kaderler sığar... Elini uzatsan boşluğa, seni bekleyen çırpınan bir ruh vardır orada.
Umut gözlerinle bak dünyaya, sevecen ve cesur. Geliş sebebin gidişinde saklı. Unutma...
eylül
taranmamış düşüncelerim
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder