Nefesin yükü hisler ile buluştuğunda taşımak için çok ağır. Lal olursun, bomboş değil.
Duygular, kelimeler, sorular, cevaplar… Lal olursun, her an gitmek gelir.
Sözün kalmaz, hislerin ağlar. Ruhun gözyaşı denizinde boğulurken bir çıkıp bir batarsın. Masmavi gökyüzü seni çağıran, bilinmezliğin derinliği sürükler. Nefes, taptaze, umutlu, sevinçli, can simidin, hayatın dümenine dönersin.
Masalların noktalandığı yerden başlarsın. Bakınır, bakınır hayatın içine atlarsın.
Basitliğin çirkinliği ruhunu tırmalar, biriktirdiğin sevinçleri sessizlik gömer, ölümden de beter. Kederin, ruhunu boğucu karanlığa sürükler. Rengarenk düşlerin saçılırken tek tek avutursun ya her bir hücreni. Sorgularsın. Varlığını, yokluğunu, ederini, beterini, olanı, olmayanı, her şeyi sorgularsın. Bir tek ruhun kalır satmadığın, yargılarsın.
Dokunulmayan, ele geçmeyen, masaldan da öte, gerçek olan hislerin var, ölümüne saklarsın.
eylül
19.07.2024 / istanbul
bir masalın içinde 'sadece'... yaşamak isterken; her gün başka bir kabusun içinde uyanmak... Ertelemek; beklemek; umutla...
YanıtlaSil