Bu Blogda Ara

19 Temmuz 2024 Cuma

Masal hayat

 


 “Bir varmış, bir yokmuş” diye  başlar masallar,  hayat değil midir  aslında başlayıp biten.  Yaşantı, her ne denli kalabalıklardan uzak ve sıradan da olsa, umursanmamış başlangıçlara, görülmeyen sonlara yol alır.  Masalların dramatik tarafı bu değil mi? Oysa, başrollerin gölgesinde unutulmaya mahkûm yan roller var.  Kabullenilmesi zor, lakin zorunlu bir hal.  Tragedia  bunaltır. Ağır çekim öfke, isyan iç daraltır.  Yoksunluk ölüme  çağrı, kurtuluşun umutsuz arayışı olur.  Masaldan başkadır hayat.


Nefesin yükü hisler ile buluştuğunda  taşımak için çok ağır.  Lal olursun, bomboş değil. 

Duygular, kelimeler, sorular, cevaplar… Lal olursun, her an gitmek gelir. 

Sözün kalmaz, hislerin ağlar. Ruhun gözyaşı denizinde boğulurken bir çıkıp bir batarsın. Masmavi gökyüzü seni çağıran, bilinmezliğin derinliği sürükler.  Nefes, taptaze, umutlu, sevinçli,  can simidin, hayatın dümenine dönersin. 


Masalların noktalandığı yerden başlarsın. Bakınır, bakınır hayatın  içine atlarsın.

Basitliğin çirkinliği ruhunu tırmalar, biriktirdiğin sevinçleri sessizlik gömer, ölümden de beter.  Kederin, ruhunu boğucu karanlığa  sürükler.  Rengarenk düşlerin saçılırken tek tek avutursun ya her bir hücreni.  Sorgularsın. Varlığını, yokluğunu, ederini, beterini, olanı, olmayanı, her şeyi sorgularsın.  Bir tek ruhun kalır satmadığın, yargılarsın. 

Dokunulmayan, ele geçmeyen, masaldan da öte, gerçek olan hislerin var, ölümüne saklarsın. 


eylül


19.07.2024 / istanbul

1 yorum:

  1. bir masalın içinde 'sadece'... yaşamak isterken; her gün başka bir kabusun içinde uyanmak... Ertelemek; beklemek; umutla...

    YanıtlaSil