Bu Blogda Ara

10 Temmuz 2023 Pazartesi

İyilik daima kazanır

 Kader der geçilir, kabullenme mi, avunma mı hangisi seçilirse. “Ne yazıyorsa o!” , işte bu laf bitirir insanı. Aklını, yüreğini iradesini sömürür.  Kader meselesini irdelemek değil amacım, hafiften dokundurmak oldu gibi. 

   Bir insan, farz edelim, öyle bir ailede doğup büyür ki: baba, büyük kardeş ufak tefek suçlara  karışmış, yani sicili kötü. Al sana toplum yargısı.  Kader değil, düpedüz önyargı. Aile fişlenirken nedense  çocuk da eklenir. Sadece çaresiz, yoksul bir ailenin içinde doğanlar, kaderin kurbanları mı, önyargının mı? O çocuk nasıl başarılı olur? Ya da; varlıklı, sonsuz imtiyazlara sahip bir aileye ne demeli?  Öyle bir devasa, korunaklı bir hava kabarcığında incinmeden, sarsılmadan her imkana sahip olup yaşamak ve hediye edilmişlerin başarı sayılmasına kaderin cilvesi mi denir? 


     Biz, insanların derdi ne? Neden işaretleriz birbirimizi? Asıl olan köken, durum, imkan değil. Asıl olan kişilik, davranış, etki eden duruma tepki.   Birey, zor koşullara rağmen kendini geliştirebilir, çizgiyi geçebilir, önyargıyı yenebilir. İnsan, kendisinin bile farkında olmadığı, ilahi bir güç ile donatılmış. Geriye kalan tarafını seçmek olur.  Akıl ve Yürekten  mı, yoksa hırs ve servetten yana mı olacak? 


Tarihte insanlar yoksul ve zengin olarak sınıflandırılmış. Günümüzde bu iki sıfat çeşitlilikle donatıldı. 

Dolandırıcı, yalancı, hırsız, fırsatçı, saf, aptal, namuslu gibi çeşitlilik. Kader mi? Yok artık!


Başlıktaki iyilik mi? O bir kahraman, sürekli konuşulup, beklenir.


eylül


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder