Bu Blogda Ara

24 Şubat 2024 Cumartesi

Garip hayat

 Kendimi bedbaht hissettiğimde içimden “garip bir dünya” diye tekrar eder duruyorum.  Ne zaman talihsizliğe uğrasam  yine dünyanın garipliğinden dem vururum.  Çaresizlik işte, insan olmanın çaresizliği. 

Böyle bir şey insan olmak.  Anlaşılan her nasıl güçler ile donatılmış olsan da  tükendiğin zaman gelir ansızın. İnansan ya da inanmasan da gelir.

Dünyanın suçu olabilir mi? Olmaz, kainatın bilinmez bir yerinde toz zerresi büyüklüğünde gezegen suçlu olamaz.  Hayat desem,  denklemin çözülmesi en zor olanı değil mi?  Bu benim saçmalamam, sahiplenilmemiş olması tercihim.  Evet, şakadan öte bir terapi yok,  şakaymış gibi yaşanmıyor mu hayat?..

     

      Hayat. Yaşanıp geçiyor. Sefahat veya keder ile geçip gider hayat.  Kimin umurunda?.. “Olsa keşke” dedirte dedirte geçiyor.  Nedense umurumuzda  olanın fark edilmesini istiyoruz.  Nedense acılarımızın herkesçe hissedilmesini umuyoruz. Anlaşılmayı, takdir edilmeyi, hatta sevilmeyi bekliyoruz, istemsiz çaresizliğimizi taşımaktan değil mi?..  Yaşlanıp ölüyoruz.  Anlamlı, anlamsız olan her şey  yok olur.  

Hayat, gözünü açıp kapadığın  kadar.  Hayat, hayallerinden öte bir yer. 


eylül 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder