Cevap: beklenmediği kadar kolay. Başlıktan dolayı az biraz huzursuzum, nedense. Sonra “hadi be” dedirtti, kısaca, bu benim gösterim değil mi? İşte bu kadar. Bu konuda uzun uzadıya yazılsa sıkar, kısa özet geçilse anlaşılmaz, şimdi ne olacak? Düşünmem gerek derdim de düşüneyim derken yazacağım kaçar, kalsın. Bodozlama girilmeli. Haydi bakalım.
Herkesin bildiğini tekrar etmeliysem yaşamak güzel ve nefes mucizelerle bezeli. Doğan günlerin saflığı ve batan güneşin vedası muazzam Zaman’a dair. Ah şu Zaman.
Büyürüz ve kutsal ışık süzmesine yakalanırız; gönül Ay , Güneş gibi aydınlık ve sınırsız evren sonsuzluğunda. Böylesine bir güç ile geçilmez mi engeller? Umut ve inanç ile aşılır mı? Sonra?
Bir bakmışsın, hayatın sahipsiz bırakılmış ucu bucağı görünmeyen toprak misali, elegeçirilmiş . Peki, ya çaban, bilgin, uykusuz gecelerin, kayıp zamanların?
Oysa.
Gönül ile güzel her an. Kim özlemez içindeki ruhu? Kim sarılmaz çocukluğuna? Kalbin ritmine kim kulak vermez ki? Bir dokunuş, bakış, kelime kime yol olmaz?
Belki de fazlaca yanılmış fikrim. Olmaz umutlara kapılmış. Hadi geçsem oraları, anlamadıklarım var demek, aslında apaçık. Kimbilir, ruhum zaptedilmiş olabilir. Esir düşmek tercih olmuştur belki. Aldanabilir, aldatılabilir. Güzel söze, çaresizliğin tutunacağı ele, gecenin güne varacağı gerçeğe, tutunabilir.
Nasıl bir çaresizlikse. Ya da, belki nasıl bir…
Çok güzel yaşamak. Her nefeste ruhunun diğer yarısına sarılmak muhteşem.
Muhteşem hayat, sen onu nasıl yaşarsan…
eylül
"...Gönül ile güzel her an..."
YanıtlaSil